2010 yılında miras kalan 6 sorun 2020’de çözülebilecek mi
Geçmiş yıllarda çözülemeyen bir takım sorunların, 2020’li yıllarda da ülke insanımızın gündemini meşgul edeceği kuvvetle muhtemeldir.
Geçmiş yıllarda çözülemeyen bir takım sorunların, 2020’li yıllarda da ülke insanımızın gündemini meşgul edeceği kuvvetle muhtemeldir.
2010’lu yıllardan bakiye kalan;
1) Çevre ülkelerdeki istikrarsızlık ve sığınmacılar
2) Doğu Akdeniz ve Kıbrıs
3) Ege Denizi ihtilafları
4) İç ve dış kaynaklı terör
5) ABD, AB ve Rusya tarafından uygulamaya konulan siyasi, ekonomik ve askeri yaptırımlar
6) Özellikle genç nüfusumuzun etkilendiği işsizlikte meydana gelen artış en önemli sorun alanları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gündemi meşgul eden olaylar dizisinin yeni bir halkası, Kanal İstanbul projesi bağlamında Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin de tartışmaya açılmış olmasıdır.
Kamuoyu tarafından dikkatlice takip edilen ve tartışılan projenin odak noktasında, yaşamsal değerlerden ziyade ekonomik ve güvenlik boyutu ön plana çıkartılmaktadır.
Projeyi savunanların üzerinde durdukları asıl nokta, kanal geçişlerinden elde edilecek yıllık 3 ila 5 milyarlık döviz girdisinin, ülke ekonomisine sağlayacağı katkı ve cari açığı azaltmada göstereceği etkidir.
Karşı görüşte olanların öne sürdükleri tez ise II. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş dönemlerinde bile denge unsuru olan sözleşmenin Karadeniz’e kıyıdaş tüm ülkelerin güvenliğini sağladığı ve barış iklimi yarattığı yönündedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her türlü politik mülahazanın dışında kalarak yıllardır itinayla korumaya çalıştığı sözleşmenin ülkemiz jeostratejik ve jeopolitik ekseninde dünya barışına çok önemli katkı sağladığını görmezden gelemeyiz.
Hegonomik güçlerin istekleri doğrultusunda gerçekleştirilmesi düşünülen projenin, sözleşmenin hem ruhuna hem lafzına zarar getirmesinin ötesinde, ülkemiz üzerinden yeni bir krizin yaratılmasına ve oyun oynanmasına neden olabilecektir. Ayrıca halkımıza da bir yarar sağlamayacağı apaçık ortadır.
Hakeza sorun ülkemize kanal geçişlerinden kazandırılması gereken ekonomik değer ise bu konuda yapılması gerekenin başta denize yönelik durumsal farkındalık olmak üzere halkın ve devletin deniz ilişki ve çıkarlarına olan ilgi ve yatkınlığının artırılmasında görmekteyim.
Denizciliğin ve denizin ekonomik gelir alanları bugüne kadar yeterince anlaşılamamış olmakla beraberson zamanlarda başta karar vericiler olmak üzere toplumun siyasi, sosyal ve kültürel katmanlarında denizciliği ve deniz gücünü merkeze alan düşünce, planlama ve uygulama bilincinin artması da oldukça sevindirici bir gelişmedir.
ÜLKEMİZE ÖNEMLİ BİR MİKTARDA DÖVİZ AKIŞI DA OLACAK
Öyle ki genç nüfusumuzun denizciliğe özendirilmesiylehemdiplomasinin görünmeyen elçileri olarak yurt dışında bulundukları her ortamda deniz hak ve menfaatlerimizin savunuculuğu misyonunu yüklenmiş olacaklar hemde ülke ekonomisine önemli derecede katma değer sağlayacaklardır.
Gemi adamı ihracatında ön sıralarda bulunan Filipin, Çin, Rusya, Myanmar, Pakistan, Hindistan ve Ukrayna gibi ülkelere önemli miktarda döviz girdisi olmaktadır.
Sadece Filipinli denizcilerin Kanal İstanbul geçişlerinden elde edilecek hasılanın üzerinde yılda 5 ila 6 milyar dolar kazandığı göz önüne alındığında nitelikli gemi adamı yetiştirilmesi ve ihracatını gerçekleştirme ihtiyacımızın önemi ortaya çıkar.
Gemi adamlarımızın yurt dışında yabancı bayraklı gemilerde görev alması genç işsizliğin azaltılmasına imkan sağlayacağı gibi ülkemize önemli bir miktarda döviz akışı da olacaktır.
Bünyesinde denize ait maddi-manevi çeşitli güç ve kuvvetleri bulunduran ve bunların toplam verimini milli güce katan Denizcilik Gücü’nün ülkeyi yönetenlerin düşünsel merkezine girmesiyle birlikte elde edilecek ekonomik girdilerin Kanal İstanbul vb. projelerin sağlayacağı tasarrufun çok daha üzerinde olacağı unutulmamalıdır.
Böylece yıllarca özenle korunan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin, dolayısıyla da başta ülkemiz olmak üzere Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin selameti Türkiye’nin denizcileşmesinden geçmektedir.
ODATV - N. İsmet Hergünşen (Emekli Deniz Kurmay Albay)
HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.