Kredi kartı kullanarak harcama yapan herkesi ilgilendiriyor! Kritik uyarı Hesaplarda...

Kredi kartı kullanarak ödeme icra eden herkesi oldukça yakından ilgilendiriyor. Alışverişte kredi kartıyla ödeme yapıp sonradan yüksek hesap ekstresiyle yüz yüze kalan vatandaşlar ödemelerini test etmekte zorluk çekebiliyor. Kredi kartı kullanımında soyut para olduğundan rahatlık devreye giriyor, bu da alışverişlerde gereksinim olmasa bile aniden gelişen kararlara ve daha fazla masrafa...

Nakit para ise elindeki banknotlara gore alışverişi şekillendirdiği için harcama yaparken iki kez düşünmeyi sağlayarak tüketiciyi uyarıyor. Öte taraftan 3 al 2 öde benzer biçimde indirimler de vatandaşların daha fazla masraf yapmasına sebep oluyor. Hesap ekstresi ulaştığında bütçenizi test edemiyorsanız bu önerileri dikkate almanızda fayda var...

Harcamanın temelinde normal olarak ihtiyaçlar var. Ancak meydana getirilen araştırmalar işin ‘psikolojik’ boyutunun da gereksinimler kadar etken bulunduğunu ortaya koyuyor. Bir başka deyişle gereksinim olan bir ürünü almak için çıkılan yolda asla hesapta olmayan masraflar yapılabiliyor. Bunda beynin oynadığı oyunlar, yanılgılar, markaların bilinçaltı reklam emekleri, sevgi, itimat, hüviyet arayışı şeklinde faktörler etken olabiliyor. Bu dönemi test altında tutmak yani bilinçli bir tüketici olmak için neler yapılmalı? Posta'dan Bilal Emin Turan'ın yazısı...

KREDİ KARTI RAHATLIĞI

Kredi kartıyla meydana getirilen harcamanın kütlesi çoğu zaman fiziki parayla yapılan harcama hacmini aşıyor. Çünkü kredi kartı kullanımında gider ne olursa olsun şahıs maliyetleri yeteri kadar düşünmüyor. Elinde azalan bir nesne yok. Kişi, soyut ve dokunmadığı parayla ödeyip geçiyor. Bu da daha çok masraf yapılmasına neden oluyor.

Fiziki para ise ödeme yaparken iki kere düşünmeye itiyor. Tüketici elindeki banknotlar azalırken uyarılıyor. Bu nedenle hesap ekstresi geldiğinde bütçenizi yönetmekte zorlanıyorsanız, alışverişte daha oldukca nakit kullanmaya çalışın. Alışverişte nakit kullanımda dahi kendinizi kontrol edemiyorsanız yanınıza ihtiyacınız kadar para alın.

‘NİYE KAZANIYORUZ?’ DEYİP ALINAN ANI KARARLAR

Alışveriş yaparken istediğimiz ürünleri, istediğimiz yerden ve müsait fiyattan almayı hedefleriz. Bunun için ürünün fiyatına gore belki de günler önceden plan ve araştırma oluşturmaya başlarız. Olması gereken de bu. Ancak kendimizi zaman zaman gözümüze çarpan bir ürünü süratle satın alırken buluruz.

Aslında beynimiz bizlere yeteri kadar düşündüğümüzü söyler ama birçok değişken sebebiyle illizyonun tesirinde kalmışızdır. Sonuç olarak hiç hesapta olmayan bir ürün almış oluruz. Bu duruma düşülmesine niçin olan ve beynimizin bize en büyük oyunu olan sual şudur: “Dünyaya bir kez geldim, niye çalışıyorum ki? Harcamayıp da ne yapacağım?” Sakın bu hataya düşmeyin. Bu şeklinde durumlarla karşılaşmamak için ‘istek mi?’, ‘ihtiyaç mı?’ sorularını onlarca kere kendinize sıkıntı. Ihtiyaç da olsa aylık bütçenizi aşmayın!

KULLANILMAYAN ÖZELLİĞE ÇOK PARA ÖDEMEK

Bir ürüne para verirken size hangi özellikleri sunduğuna ve sizin bunları ne kadar kullanacağınıza odaklanmalısınız. Hiç kullanmayacağınız hususiyet için daha fazla para ödemeyin. Örneğin parlak zeka telefonlarda en çok kullanılan uygulamalar ve özellikler çoğu zaman eğlence kategorisinde yer ediniyor.

Kaliteli fotoğraflar çekebilen, toplumsal medya ağlarını sorunsuz şekilde kullanmaya imkan veren ve şık bir tasarıma sahip olan zeki telefonlar oldukca sık tercih ediliyor. Ancak herkesin ihtiyaçları ve beklentileri birbirinden farklı olduğundan zeki telefon almadan önce beklentilerinizi ve ihtiyacınız olan şeyleri belirlemeniz gerekiyor.

REKLAM YÜZÜ, ÜNLÜ ETKİSİ

Ünlüler birçok ferdin rol modeli haline gelebiliyor. Bu kişilerin ürün tanıtıcı reklamlarda oynaması, laf konusu ürünlerin tercihinde de önemli unsur. Bu konum bilhassa satın alınacak ürün konusunda sınırlı bilgisi olanları etkiliyor. Yani ürünün özelliği ve fiyatından oldukca sırf ünlü faktörü sebebiyle tercih laf konusu oluyor. Fakat rol model ne kadar başarı göstermiş ve etkili olursa olsun, onun sunduğu ürünler her zaman en iyi seçenek olmayabilir. Bu benzer biçimde durumlarda meşhur ile ürünü ayrı değerlendirin.

‘PAHALI OLAN İYİDİR’ YANILGISI

Emsal ürünlerden pahalı olanların kalite açısından daha iyi olduğu algısı yıllardır kafamıza yerleşmiş şekilde. Bu durumda farklı bir üreticinin aynı kalitede üretimi daha düşük maliyetle yapabileceğine kendimizi hiç ikna edemeyiz.

Algımız iki kat pahalı olan ürünün iki kat iyi olacağı şeklinde oluşmuştur. Bu durum, tecrübe edene kadar değişmez. Daha pahalı ürünlere ilginin peşinde tatmin duygusu da yatıyor. ‘Pahalı olan iyi’ algısı bilhassa elektronik cihazlarda öne çıkıyor. Oysa benzer özellikteki değişik markalar aynı performans ve kullanım ömrü sunuyor.

BAĞIMLILIKTAN KURTULUN

Biri piyasaya yeni girmiş oluyor öteki piyasada yıllarca pazar payı kapmış oluyor. Rekabet daha kaliteli ürünün daha düşük fiyata satılmasını sağlayabiliyor. ‘Yani düşük fiyatlı olan kalite yoksunu’ algısı her vakit geçerli değil. Yine akıllı televizyonlardan misal verelim.

Ülkemizde dünya markalarına panel üreten firmalar var. Aynı paneli kendi televizyonlarında da kullanıyor. Yani görüntü kalitesi arasında ayrım yok fakat fiyatı ucuz. Bu yüzden ‘kalitesiz’ diyemeyiz. Daha az ödeyerek kaliteyi yakalamak olası. Bu açıdan marka bağımlılığından kurtulup ezberlerimizi değiştirmeliyiz.

ARAŞTIRMIYORUZ

İnternetten alışveriş alışkanlıkları son yıllarda doruk yapmış durumda. Alışveriş sitelerinin tanıtım ve kampanya taktikleri, aniden karşınıza çıkan reklamlar bazen asla araştırma yapmadan tek tıkla ürünü sipariş vermenize yol açabiliyor. Elbette cayma hakkı, iade vs. Var. Ama bunlar zaman alan ve bunaltan şeyler.

O nedenle ürünün özelliklerini araştırın, yorumları okuyunuz ve en önemlisi fiyat karşılaştırması yapın. Bazen 5-6 bin liralık bir üründe 1.000 liraya varan fiyat farkı olabiliyor. Ürün inceleme işini refleks haline getirin. Çarşıda, pazarda sebze ve meyve dahi alsanız bu alışkanlığınızdan vazgeçmeyin.

‘BÜYÜK İNDİRİM’ LAFIYLA DAĞILAN DİKKATLER

Cazip seçenekler sunduğunu iddia eden kampanyaların sizi esas odağınızdan uzaklaştırmasına izin vermeyin. Tabi indirimleri de incelemeden geçmeyin. Söz mevzusu indirimlerin hesapta olmayan bir harcamaya da davetiye çıkarmasına müsaade etmeyin. Tek bir ayakkabı için çıktığımız bir alışverişte, ‘3 al 2 öde’ şeklinde bir kampanya yüzünden gereksinim fazlası ürüne daha oldukca ödeme yapılıyorsa, bu doğru bir strateji olmayacaktır.

LİSTE YAPMAMAK

Temel olarak yapılan en büyük hata; alışverişe, hazırlıksız ve listesiz çıkmaktır. Kampanya ve indirim stratejilerinden daha az etkilenmek için alışveriş listesine sadık kalmaya çalışın. Ihtiyaçlarınızı isteklerinizin önüne koyun. Liste yaparken olası maliyetleri, taksit veya peşin ödeme durumunda aylık gelire ve birikime nazaran yaşanabilecek sıkıntıları yazın. Kendinize çizdiğiniz bütçe sınırlarını da aşmamaya dikkat edin.